Ayvalık Esnaf Odası

Ayvalık Pazarını Ziyaret Etmeniz İçin Nedenler Var !

Ayvalık Pazarını Ziyaret Etmeniz İçin Nedenler Var !

Körfezin en büyüğü, zeytin ve zeytinyağının başkenti

Denizi, zeytinlikleri, yemekleri, mimarisi, mübadele hikayeleri, kedisi, delisiyle

ayrılmak istemeyeceğiniz şahane bir liman kasabası Ayvalık. Perşembe günleri Ayvalık’ın merkezinde kurulan pazarla daha güzelleşen kent yalnız civarın değil batılı gezginlerin, komşu ada Midilli’den gelen Yunanlıların da gözdesi. Sabah pazara gelen Midilli halkı zeytinden domatese, pastırmadan, lor tatlısına, baklavaya  kadar torbalar dolusu mal götürür karşı yakaya. Pazar sokaklarında da duyabileceğiniz Rumca satıcı cümleleri sayesinde sizde birkaç kelime Rumca öğrenmiş olabilirsiniz gün sonunda.

Perşembe pazarı 1970’li yıllardan  beri kurulan körfezin en büyük pazarıdır. 4 bin metrekare alana yayılmış, 700 esnafın yer aldığı diğer pazarlara göre düzenli sayılabilecek şekilde yaygınlaşmış üç büyük bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölüm Cumhuriyet meydanının arkasındaki sokaklara yayılmış giyecek, mefruşat, hediyelik eşya ve baharat yoğunluklu turistiklerin uğrak kısmı. Kudret narının tazesini, zeytinyağında hazırlanmışını alabilirsiniz. Harnup, üzüm pekmezi,nar ekşisi, arısütü, taze yaprak, yeni mahsül incir kurusu.

İkinci bölüm Vehbi bey mahallesinde küçük bir meydanda kuruluyor. Burhaniye, Edremit ilçelerinin  köylerinden, dağ köylerinden özellikle Kozak yaylasının bütün köylerinden gelen saticıların yer aldığı kısım. Donuk siyah pardösüleri ile çoğunluğu oluşturan ve diğer satıcıların dağlı olarak adlandırdıkları Yörük kadınlardan oluşan köylüler bahçelerinin taptaze ürününü pazara indiriyorlar. Dolmalık fıstığın en alası bu pazarda.

Turp otu, koyu yeşil minicik Girit kabağı ve onunla pişirilen Stifno-İstifno, salatası yapılan susamotu, deniz fasulyesi, radika, semizotu, turşuluk kelekler, acurlar, biberin onlarca çeşidi, ısırgan otu, bağla otu, demetlerce deniz börülcesi…Istanbul’da küçücük bir demetini 2.5 ytl aldığımız börülcenin Ayvalık pazarında  kocaman bir torba dolusu 2 ytl. Taptaze kabak çiçeklerini iç içe dizilmiş olarak alıp, İstanbul’a kadar özenle taşıdım. Dağlıların getirdiği otlardan biri de mühliye. Bu otun yolculuğu Kıbrıs’dan başlıyor, Girit, Midilli ve mübadele ile gelenlerle saksıda Ayvalık’a ulaşıyor. Ayvalık toprağını seviyor, günümüzde evlerin dışında çok pişirilmese de Kuzu etli Mühliye yemeğinin yeri Ayvalıklılar için apayrı. Papules Cunda da birkaç kişi tarafından susuz tarım ürünü olarak yetiştirildiğinden oldukça lezzetlidir. Boşnak fasulyesi denilen taze fasulyenin bir çeşidi yörenin düğün yemeklerinde pilavla servis ediliyor. 37 senedir Altınova’da oturan Divrikli Erdoğan amcanın ihtisası otlar. Tüm otlarımı ondan, mühliyemi ise Yöro Ahmet’ten aldım. Döğme tereyağı, doğal ortamda otlayan hayvanlardan elde edilen süt ürünleri (özellikle de kelle peyniri ve loru) burada bulabilirsiniz.

Tezgahlardan birindeki amcanın  kendi bahçesinin ürünleriyle yaptığı keçi peynirli salatanın lezzetini unutmak mümkün değil. 13. sokakta 1886 yılında yapılmış kahvede Koruk suyu benim için ilkti, mevsiminde rastlarsanız mutlaka deneyin.

Üçüncü bölüm, Toptancılar hali içinde yer alan sebze-meyve pazarı, kuru gidaların, onlarca zeytin çeşidi, zeytinyağı, sabun, bal, baharat ve kuruyemişi bulabileceğiniz düzlük koskoca meydana yayılmış bölüm.Simitçi tezgahlarında  satılan Nohut ekmeği mayalı olduğu için kolay bayatlamıyor. Dünyanın en nefis zeytinyağlarının üretildiği Ayvalık zeytinleri tadını kokusunu, yörenin coğrafi konumu, iklimi, kış aylarında esen  karayel ve poyraz fırtınalarının olumlu rüzgarından alır diyorlar. Evinize uçakla dönüyorsanız hiç dert etmeyin, pazardaki ve kasabadaki tüm zeytinyağı üreticileri seçtiğiniz markayı kargo ile 2-3 günde Türkiye’nin heryerine gönderiyorlar. Yağı  bardaktan tadarak seçiyorsunuz. Zeytinyağımı damak zevkimin onay verdiği Has Ada zeytincilikten aldım, 2 gün sonra salatamın üzerinde Ayvalık’ın geleneksel lezzeti vardı.

Ayvalık’dan sakızlı, zeytinyağlı kurabiye, lor tatlısı yemeden dönülür mü? Mutlaka  1942’den beri açık olan Yeni Güler Tatlıhanesi’ne uğrayın, yorgunluk atarken limonata eşliğinde bu lezzetlerden mahrum kalmayın.